Sessizlik düşündüğümüzden daha önemli!

Sessizlikle ilgili bir yazıya bir ülkenin tanıtım kampanyası ile başlayacağımız aklımıza gelmezdi. Ama işte başlıyoruz: 2011’de Finlandiya Turist Kurulu bir ürün olarak sessizliği kullandıkları bir kampanya yürüttü.

Sessizlik düşündüğümüzden daha önemli!

Sessizlikle ilgili bir yazıya bir ülkenin tanıtım kampanyası ile başlayacağımız aklımıza gelmezdi. Ama işte başlıyoruz: 2011’de Finlandiya Turist Kurulu bir ürün olarak sessizliği kullandıkları bir kampanya yürüttü.

İnsanları bu sessiz ülkenin güzelliğini tanımaya çağıran bir kampanyaydı. Doğada tek başına olan figürlerin fotoğrafları “Sessizlik, lütfen” sloganıyla kullanıldı. Simon Anholt, ülkelerin marka değerleri üzerine çalışan uluslararası bir danışman. Kendisi bu kampanyayı “Konuşma yok, eylem var” cümlesiyle anlatıyor. VisitFinland.com’un sosyal medya yöneticisi Eva Kiviranta “Her yer bomboş, gerçekten sessiz ve kimse kimseyle konuşmuyor demek yerine bunu güzel bir şey olarak sunmak istedik” diyor.

Finlandiya gerçekten büyük bir şey yakalamış olabilir. Bunu sessizliğin bir pazarlama noktası olmasının başlangıcı olarak görebilirsiniz. Dünyada her yer daha gürültülü ve karmaşık olurken sessizliğin gitgide daha etkileyici olması anlaşılır. Kendinizi sessiz mekanlar ve sessizlik sunan yerlere bakarken bulabilirsiniz. Bilimsel çalışmalar sessizliğin zihnimiz için düşündüğümüzden daha önemli olduğunu gösterirken sessizliğe yönelmek kesinlikle akıllıca bir hareket.

Canlanan beyin hücreleri sessizliğin sonucu olabilir

2013 yılında Brain, Structure and Functionused dergisinde yayınlanan çalışma, sesin ve sessizliğin fareler üzerindeki etkisini araştırmış. Sessizlik, denetim grubu olarak kullanılmış ama buldukları sonuç şaşırtıcı olmuş. Bilim insanları iki saat sessizlikten sonra farelerin hipokampus’ta yeni hücreler ürettiğini ayrım etmişler. Hipokampus beynin hafıza, his ve öğrenme bölgesi.

Beyinde yeni hücrelerin oluşması mutlaka somut sağlık faydaları anlamına gelmiyor. Ancak, araştırmacı Imke Kirste, sessizlik durumunda oluşan hücrelerin işleyen nöronlar haline geldiğini açıklıyor.

“Sessizliğin, yeni oluşan hücrelerin nöronlara dönüşmesinde ve sisteme katılmasında muavin olduğunu görüyoruz.” Bu anlamda, sessizlik beyninizi gerekten büyütebilir.

Beyin bilgileri sessizlikte analiz edip değerlendirebiliyor

2001 yılında yapılan ve beynin “varsayılan modunu” tanımlayan bir çalışma gösterdi ki beyin “dinlenme” modunda olduğunda bilgileri analiz ediyor.

Bunu takip eden diğer bir araştırmaya göre ise “varsayılan mod” aynı zamanda “kendini yansıtma” durumunda da kullanılıyor. Joseph Moran’ın yazdığı ve 2013’te Frontiers in Human Neuroscience’da yayınlanan makalede beynin varsayılan mod ağının en çok insanın kendi kişiliğini yansıtma sürecinde çalıştığı belirtilmiş. Kendini tanıma, özgüvenin hakkında düşünme… gibi. Moran ve arkadaşlarına göre beyin dinlendiğinde içsel ve dışlar bilgileri “bilinçli bir çalışma alanına” ekleyebiliyor.

Ses ya da amaçlı bir iş olmadığında, bu bilinçli çalışma alanınıza bir şeyleri ilerletecek bir fırsat tanıyorsunuz. Bu sessizlik periyotlarında beyniniz, içsel ve dışsal dünyanızda yerini keşfedecek özgürlüğü kazanmış oluyor.

Varsayılan mod derin şeyleri yaratıcı bir şekilde düşünmenize muavin oluyor.

Herman Melville’in yazdığı gibi “Tüm derin şeyler ve duygular sessizlikte ortaya ve ön plana çıkar.”

Sessizlik stres ve gerilimi azaltır.

Gürültünün beynimizde fiziksel bir etkisi olduğu biliniyor. Gürültü, stres hormonlarının seviyesini artırıyor. Ses dalgaları beynimize kulak aracılığıyla elektronik sinyaller olarak ulaşıyor. Vücut, bu sinyallere uyurken bile tepki gösteriyor. Beynimizin hafıza oluşumu ve duygularla ilişkili olan bölgesi amigdala (beynin temporal loblarında bulunuyor) etkinleşiyor ve strese yol açıyor. Eğer sürekli gürültülü bir ortamda yaşıyorsanız, büyük ihtimalle kronik yüksek stres ile karşı karşıya olabilirsiniz.

Psychological Science dergisinde 2002 yılında yayımlanan bir çalışmada (Vol. 13, No. 9) Münih Havaalanı’nın taşınmasının çocukların sağlığı ve bilişsel gelişimi üzerindeki etkisi araştırıldı. Gary W. Evans, Cornell Universitesi’nde İnsan Ekolojisi profesörü, “Gürültüyle karşılaşan çocuklar strese karşı bir tepki geliştirip sesi yok saymaya başlıyorlar” diyor. Bu konuda ilginç olan şey sadece öfkeli ya da zarar verici sesleri değil aynı zamanda dikkat etmeleri gereken “konuşma” sohbet gibi sesleri de yok sayıyorlar.

“Bu çalışma gürültünün -duyma yetisine zarar vermediği seviyede bile- insanlar için ne kadar zararlı olduğunun ve stres yarattığının en güçlü, muhtemelen de en net kanıtlarından biri,” diyor Evans.

İnsan beyni üzerinde sessizlik gürültünün tam karşıtı bir etkiye sahip. Gürültü, stres ve sinire yol açarken; sessizlik, bedendeki ve zihindeki gerginliği alıyor. Heart dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre iki dakikalık sessizlik “sakinleştirici müzik” dinlemekten daha rahatlatıcı. Bu keşifler nabzın ve beyindeki kan akışının durumuna göre belirlenmiş.

Sessizlik bilişsel kaynakları yeniler

Gürültü kirliliğinin bilişsel görev performansınızda etkisi olabileceği kanıtlanmış. Gürültü iş ve okuldaki performansınızı menfi etkiler. Aynı zamanda motivasyonunuzda düşmeye ve hataların artmasına yol açabilir. Gürültüden en çok etkilenen bilişsel faaliyetleriniz; okuduğunuza dikkat edebilmeniz, hafızanız ve mesele çözebilme yeteneğinizdir.

Çalışmalarda havaalanlarına, şimendifer yollarına ya da karayollarına yakın sınıflarda olan çocukların okuma oranlarının daha düşük olduğu ve aynı zamanda bilişsel ve dil gelişimlerinin daha yavaş olduğu görülmüş. Ama, bu durum art dönülemez değil. Beynin sınırlı bilişsel kaynaklarını yenilemesi mümkün.

Dikkat restorasyon teorisine göre, duyusal girdi düzeyi düşük bir ortamda olduğunuzda beyin bazı bilişsel kabiliyetlerini yeniden kazanabiliyor. Sessizlikte beyin duyusal girdi gardını düşürme şansı elde ediyor ve bu sayede yüksek gürültüde kaybettiklerinin bir kısmını yeniden restore edebiliyor.

Sonuç olarak

Finlandiya’ya gitmenin yapmanız gereken şeyler listesinde olması güzel olabilir. Orada, zihninize yardım edecek, ihtiyaç duyduğunuz sessizliği bulabilirsiniz. Ya da eğer Finlandiya sizin için çok uzaksa, çevrenizde huzurlu bir yerde sessiz bir yürüyüşe çıkabilirsiniz. Bu, kendiniz ve beyniniz için güzel bir şeyler yaptığınızın en iyi kanıtı.

Sessizlik düşündüğümüzden daha önemli! içeriği, 03 Mart 2019 tarihinde biantep.com sitesinin Yaşam bölümüne eklenmiştir.

DEĞERLENDİRME 3.0

İçeriği Nasıl Buldunuz?

Captcha